logo

0532 245 9796

SÜNNET ZAMANI GELDİ

Baharla birlikte erkek sağlığı açısından önemli dönüm noktalarından sünnet zamanı geldi.


Baharın yüzünü gösterdiği bu günlerde, sünnet sezonu da açıldı. Ülkemizde yüzde 100’e yakın oranda yapılan sünnet, ciddi bir operasyon olup hijyenik ortamda ve uzman kişilerce yapılmalı. Çocuğun ileriki yıllarını doğrudan etkileyen operasyon için, Op. Dr. Emir İmani, önemli bilgiler verdi:



Önce Doktor Kontrolü


Çocuğunuzu sünnet ettirmeden önce mutlaka uzman bir hekim tarafından kontrol ettirmelisiniz. Bu muayene sırasında annenin fark edemeyeceği bazı tıbbi sorunların var olup olmadığı saptanabilir. Sünnet olmamış çocuklarda idrar yolları iltihapları yaklaşık 10 kat daha fazladır. Sünnet olmamış erkeklerde hem cinsel yolla bulaşan hastalıklara hem de penis kanserine daha sık rastlanıyor. 



Lazerli Sünnet


Lazer diye sunulan alet aslında bir çeşit elektrikli havya. Yani lazerle hiçbir ilgisi yok. Bu yöntemde sünnet derisi yakarak alınıyor ve çoğu zaman diğer dokuların da yanmasına neden oluyor. Uzman olarak tavsiye etmiyoruz.



AIDS Riskini Azaltıyor


Yapılan araştırmalarda sünnetli erkeklerin AIDS hastalığına yakalanma riski 6 kat azalıyor.



Kim Yapmalı?


Sünnet mümkünse tercihiniz çocuk üroloğu veya cerrahisi olmalıdır. Bu uzmanların bulunmadığı yerlerde genel cerrahi ya da ürolağa başvurabilirsiniz.



Peygamber Sünnetlilere Dikkat


Her 350 çocuktan birinde görülen ve halk arasında peygamber sünneti olarak ya da yarım sünnet diye tabir edilen durumda, çocuğun sünnet edilmesi büyük bir hatadır. Zira sünnet derisi ameliyat için kullanılır.



Genel Anestezi Tehlikeli Mi?


Pek çok anne – baba genel anestezi ile yapılan sünnete, anestezi uygulamasından sıcak bakmıyor. Oysa anne karnında ya da yeni doğan bebeklere bile anesteziyle müdahale ediliyor. Yüzeysel bir anestezi verilip, ilaçlarla ağrı duyması engelleniyor. Böylece çocuğun hem psikolojik ve cerrahi olarak rahatlaması sağlanıyor.


 

SÜNNET ZAMANI GELDİ

Çocukların Karın Ağrısına Kulak Verin

Karın ağrısı, bulantı ve kusmanın ilk akla getirdiği hastalıklardan biri de apandisit. Araştırmalar her bin çocuktan 4’ünün apandisit ameliyatı geçirdiğini gösteriyor. Erkek çocukların riski, kızlara göre daha çok.

- Apandisit nedir?

Apandisit bir hastalık adı. Bu hastalığın oluştuğu organ ise apendiks. Apendiksi basit olarak, kalın bağırsağın, kör barsak diye isimlendirilen ucunda, bir ucu kapalı, diğer ucu bağırsağa açık solucanımsı bir uzantı olarak tarif edebiliriz. Bir ucu açık olduğu için normalde herhangi bir hastalık çıkartmayan bu solucanımsı uzantı, açık olan ucun herhangi bir nedenle tıkanması durumunda farklılaşır. İçindeki bakteriden son derece zengin oan barsak muhtevası hızlı bir şekilde çoğalmaya ve apendiks şişmeye başlar.

- Neden tıkanır?

Apendiksin tıkanmasına ve apendisite sebep olabilecek çeşitli etkenler var. En sık nedenler arasında, bağırsak duvarının içindeki lenfoid dokunun geçirilen herhangi bir enfeksiyon nedeniyle şişmesi, apendiksin içindeki kanalı tıkaması sayılabilir. Seyrek de olsa bir çekirdek veya taşlaşmış dışkı parçası da aynı sonucu ortaya çıkarabilir.

- Belirtileri nedir ?

Önce iştahsızlık görülür ve karın ağrısından şikayet edilir. Bu ağrıyı genellikle mide bulantısı ve kusma takip eder. Ağlama, çığlık atma bacaklarını karnına çekme gibi belirtilerle kendini gösterir. Karnımızın iç yüzü ve karın içindeki organlarımızın yüzeyi periton adı verilen bir zar ile kaplıdır. Bu zar gerilmeye karşı son derece hassas olduğundan, gerildiğinde ağrı ortaya çıkar

. - Tanı nasıl konur?

Karnı ağrıyan çocuğun muayenesinde sağ kadranda ve ilerleyici ağrı görülür. Yardımcı tanı yöntemlerinde ultrasonografi ve kan tahlilleri ayrıca son yıllarda bilgisayarlı tomografi sayılabilir. Apendisit şüphesi olan hastalara hiçbir şekilde ağrı kesici ve antibiyotik verilmez. Ameliyat, 30-45 dakika sürer. Ancak ameliyat sonrası bakım, ameliyat kadar önemli. Enfeksiyona karşı antibiyotik kullanılır. Çocuk ameliyattan 3-5 gün sonra taburcu olur, normal hayata 10 gün içinde döner.

Çocukların Karın Ağrısına Kulak Verin

Bebeğinizin Cinsel Sağlığı Elinizde

Erkek bebeklerde görülen inmemiş testis sorunu ileride kısırlığa ve kansere neden oluyor. Bebeğinizin testis torbası boşsa, böyle bir sorunla karşı kaşıyasınız demektir. Konuştuğumuz çocuk hastalıkları uzmanı Op. Dr. Emir İmani, tüm anne babaları erkek çocuklarının cinsel ve psikolojik geleceğini ilgilendiren bu soruna karşı uyarıyor.

Erkeklerde testisler, gelişmeyi sağlayan hormonları sağladığı gibi sperm de üretiyor. Ergenlikle birlikte artan hormon salınımı ve sperm üretimi yaşam boyunca sürer. Testislerin görevlerini tamamıyla yerine getirilmesi ve canlı kalabilmesi için vücut ısısının 35.5 derecede bulunması gerekmektedir. Bunun için ideal yer de testis torbalarıdır. Ancak bazı erkek bebeklerde testis torbalara inmemiş, vücudun içinde kalmıştır. Torbaların biri ya da ikisi boştur. Normal şartlarda vücut ısısı 36.5-37.5 derece arasındadır ve bu ısıda torbaya inmemiş testisler fonksiyonlarını yitirmeye ve bozulmaya başlarlar.

İNMEMİŞ TESTİS NEDİR?

İnmemiş testis, yeni doğmuş erkek bebekte, testislerinin torbalarda bulunmaması denir. Bu bebeklerin çoğunda tek tarafta inmemiş testis gözlenir. Ancak bazı bebeklerde her iki testis torbası da boş olabilir.

TORBAYA YERLEŞMEMİŞ TESTİS NEREDE OLABİLİR?

Bebek, anne karnında iken, iki testis de torbada değil, karın zarı arkasında, böbreklere yakın bir yerleşimdedir. Hamileliğin 7. ayından sonra bebeğin gelişmesiyle beraber, testisler karın boşluğundan torbaya doğru inmeye başlar. Doğuma yaklaşıldığı zamanda torbaya doğru ilerleyen testisler, kasık kanalına geçer ve torbaya yerleşir. Bu migrasyon (geçiş) bazı çocuklarda doğumdan sonra da devam edebilir. Az sayıda bebeğin doğumdan sonraki 6 ay içinde testisinin yerleştiğini gözlemleriz. İnmemiş testis saptanan bebeğin testislerinin genellikle ya kasık kanalı civarında ya da karın boşluğunda karın zarı arkasında olduğu da bilinmelidir. Bu konuda yapılan araştırmalar bize gsteriyor ki inmemiş testis, erkek çocuklardaki cinsel organlara ait en sık yaşanan anormalidir. Her yüz bebekten dördünde görülür. Bu hastalığın doğum tarihi ile de ilgisi vardır. Zamanında doğmuş bebekler, erken doğanlara göre daha şanslıdır. Çünkü erken doğan bebeklerde bu hastalığın, normal zamanında doğanlara göre 4 kat daha fazla görüldüğü tespit edilmiştir. Bunun sebebi, testisler hamileliğin 8. ayında torbalara indiğinden erken doğumla bu sürecin kesintiye uğramış olmasıdır.

İnmemiş testisin nedenleri konusunda henüz net bir cevap yok. Hormonal etkiler, genetik bozukluk, testisin kendisinden kaynaklanan iç bozukluklar gibi nedenler ileri sürülüyor. Kesin bir sonuca ulaşılmış değil. İnmemiş testisten farklı olarak, tıbbi adıyla retraktil testis (halk arasında korkak ya da utangaç testis) olarak adlandırılır. Bunlarda testislerin bazen torbalarda olduğunu gözleriz. Torbalarda olmadığı zamanlarda ise, kasıklara doğru kaçar ve kaybolurlar. Bu durum özellikle soğuğa maruz kaldığı zamanlarda ya da çocuğun testislerin ellenmesi sırasında utandığı için belirgin olarak fark edilir. Tam tersi durumda ise, örneğin, sıcak ortamda, çocuğun ateşinin çıktığı zamanlarda ya da çocuk uyurken testis tekrar torbaya yerleşir.

Bazen de karın içinden torbaya doğru ilerleyen testis, kendi etrafında döner ve bu dönme sırasında, testisi besleyen damarlar tıkanır, bir süre sonra testis çürümeye başlar ve tamamen kaybolur. Bu bebekler testisi olmadan doğar.

NASIL TEŞHİS EDİLİR?

İnmemiş testis, elle yapılan muayeneyle anlaşılır. Bu yöntemle teşhis konulamazsa ultrasonografi ile testisin nerede olduğu anlaşılmaya çalışılır. Şayet bu yöntemle de sonuç alınamazsa, eskiden explerasyoni şimdilerde daha sık uygulanmaya başlayan laparoskopi ile karın duvarına küçük bir delik açılır. Bu delikten ince ve ışıklı bir mercek sokularak bebeğin karnının içi incelenir. İnceleme sırasında testisin yeri saptanır ve bazen de bu işlem sırasında testis torbaya inebilir. Ancak testisin yok olduğu söz konusu ise o zaman çürüyen testis kalıntısı bulunur ve çıkarılır.

ZAMANINDA TEDAVİ

İnmemiş testiste erken tedavi edilmesi, taşıdığı riskler göz önüne alınırsa çok önemlidir. Dana önce anlatılığı gibi, bazı çocuklarda testisin inmesi 6’ıncı aya kadar sürebilir, bunun için ameliyat etme zamanı 6 aile bir yaş içinde olmalıdır. Tedavi en geç 2 yaşında bitirilmelidir. Herhangi bir nedenle 2 yaşa kadar teşhis edilmemiş çocuklarda, tespit edildiği zaman ameliyat edilmesi gerekir. 2 yaşından sonra çocuklarda geri dönüşü olmayan olumsuz durumlar söz konusu olabilir. Özellikle erişkin yaşta sperm yapımında zayıflama ortaya çıkabilir. Başka bir risk ise, bu testislerde erişkin döneminde testis tümörünün gelişme oranı diğer erkeklere göre 5 kat fazla olmasıdır. İnmemiş testis bazen kasık fıtığı ile birlikte bulunur. Bu durumda 6’ıncı ay beklenmeden cerrahi müdahalede bulunulmalıdır.

KESİN TEDAVİ AMELİYET

İnmemiş testiste rastlanan bebeklerin tedavisi için kesin yöntem ameliyattır. Bazı merkezlerde inmemiş testis tedavisinde hormonal tedavi denenmektedir, ancak bu tedavinin sonuçlarının yetersizliği ve hormonların verdiği yan etkilerden ötürü, kesin tedavi için ameliyat şarttır. Uzman bir hekim tarafından yapılan bir ameliyatın riski yoktur. Ameliyat ortalama bir saat sürer ve çocuk 3 saat sonra hastaneden taburcu edilir. Ameliyat sonrası için verilen ağrı kesici ve antibiyotiklerle tedavi tamamlanır. Hasta iki gün sonra normal hayatına döner ve 7. gün yıkanabilir. Ailelerin genellikle çocuğun küçük olduğunu düşünerek ameliyatla ilgili tedirginliklerini dile getirirler. Ancak bilindiği gibi, yeni cerrahi ve anestezi teknikleri ile olabilecek bütün olumsuzluklar bertaraf edilmektedir. Ayrıca çocuklarda metabolizma gelişim hızı yüksek olduğundan yara iyileşmesi erişkine göre çok daha hızlıdır. Ameliyat sonrası torbalarda hafif şişlik ve morluk olması normaldir. Bu durum 2-3 hafta içinde kendiliğinden geçer.

İNMEMİŞ TESTİSİN RİSKLERİ

1- Kısırlık nedeni olabilir. Testisin erken torbaya inmesi kısırlık riskini düşürür. 2- İnmemiş testis sorunu olanların ileriki yaşlarda, testislerde kanser gelişme riski diğerlerine göre 15 kat fazladır. 3- İnmemiş testis sorununa yüzde 65 oranında kasık fıtığı eşlik eder. 4- İleri yaşlarda estetik ve önemli psikolojik problemlere yol açabilir.

Bebeğinizin Cinsel Sağlığı Elinizde

Oğlunuzu Sünnetçiye Değil Çocuk Cerrahına Götürün

Kanamasız olması nedeniyle salgın hale gelen lazerli sünneti Çocuk Cerrahisi Uzmanı Opt. Dr. Emir İmani, çok zararlı buluyor ve uyarıyor; “Lazerli sünnet diye bir şey yok. Lazer dedikleri leyim yapan aletin ta kendisi, çok zararlı ve Sağlık Bakanlığı tarafından da yasaklanmış durumda”

İkinci Sünnet sezonu yaklaşıyor. Ancak sünnet düğünüydü, salonuydu, yemeğiydi diye kafa yorarken sünnetin asıl önemli olan tıbbi yönünü ihmal ediyoruz. Uzmanlar kanama olmuyor, çocuk korkmuyor diye son zamanlarda salgın halini alan lazerli sünnete karşı çıkıyor. Dokularda yanmalara ve ileride cinsel bazı problemlere yol açabileceği de belirtilen sünnette lazer değil leyim havyası kullanıldığı belirtiliyor. Çocuk Cerrahisi Uzmanı Opt. Dr. Emir İmani ile ciddi ve önemli bir operasyon dediği sünnetin tıbbi yönlerini, çocuğun cinsel ve psikolojik geleceğine etkilerini konuştuk.

LAZERLE SÜNNET UYDURMA BİR YÖNTEM

Uzmanlar, halk arasında lazerli sünnet olarak bilinen yönteme tamamen karşı çıkıyor. Çünkü lazer diye sunulan alet aslında bir çeşit elektrikli havya. Yani lazerle hiçbir ilgisi yok. Bu yöntemde sünnet derisi yakılarak alınıyor ve çoğu zaman diğer dokuların da yanmasına neden oluyor. Yakarak kestiği için bütün dokuları harap ediyor, sinir uçlarına zarar veriyor. Dolayısıyla ileride çocuğun cinsel hayatını etkiliyor. Erken boşalma baş gösteriyor. Bazı uzmanlar da ereksiyon problemi yaratabildiğini söylüyor. Ayrıca lazerle sünnet yapmak Sağlık Bakanlığı tarafından resmen yasaklanmış durumda. Bu yöntem ailelerin hoşuna gidiyor, çünkü dikiş ve kanama yok ayrıca çocuk da fazla korkmuyor.

SÜNNETTE ÖNCE DOKTOR KONTROLÜ

Çocuk sünnetten önce mutlaka uzman bir hekim tarafından tedavi edilmeli. Bu muayene sırasında annenin fark edemeyeceği bazı tıbbi sorunların var olup olmadığı saptanabilir. Sünnet öncesi muayenelerde gözden kaçmış olan kasık fıtıkları, inmemiş testis ve hipospadi (peygamber sünneti) tespit edilebilir. Ayrıca her sünnetten önce çocuklara kanama hastalığı olup olmadığını araştıran kan tahlilleri yapılmalı. Çünkü operasyon sırasında durdurulamayan kanamalar ortaya çıkabilir.

GENEL ANESTEZİ İLE YAPILMALI

Sünnetin genel anestezi altında yapılmasının uygun olduğunu söyleyen İmani, “Genel anestezi kavramı aileleri ürkütüyor. Ancak sünnette yapılan anestezi son derece yüzeysel bir anestezidir. Çocuğun solunumu durdurulmuyor. Başka tabirle derin bir uyku sırasında sünnet yapılıyor. Aile, çocuk ve doktor sünneti son derece sessiz bir ortamda yapıyor. Böylece çocuk psikolojik olarak travma yaşamamış oluyor. Bu tarz yapılmayan sünnetlerde alta idrar kaçırma, sosyal fobiler, ileride cinsel hayatı etkileyen bir problem doğabiliyor. Avrupa ve Amerika’da lokal anestezi altında çocuk yaş grubunda hiçbir müdahale yapılmıyor. Çocuğun travma yaşamaması için en küçük bir müdahalede bile genel anestezi uygulanıyor. Ayrıca bizim toplumda sünnetle ilgili sık yapılan şakaların da kötü psikolojik etkileri olduğu gözlenmiştir.” diye anlatıyor.

SÜNNETİ KİM YAPMALI?

Sağlık teknisyeninin yanı sıra pratisyen doktorlar tarafından da yapılabilen sünnette ilk tercih olarak çocuk cerrahisi olmalı. Bu uzmanların bulunmadığı yerlerde genel cerrahi ya da ürolağa başvurabilirsiniz.

PEYGAMBER SÜNNETLİLER, AMELİYAT EDİLMELİ

Peygamber sünnetinin basit bir sorun olmadığını anlatan Dr. İmani, tıp dilindeki adı hipospadi olan bu rahatsızlık kesinlikle ameliyatla tedavi edilmesi gerektiğini vurguluyor. Dr. İmani her 350 çocuktan birinde görülen ve halk arasında peygamber sünneti olarak ya da yarım sünnet diye tabir edilen durumda, çocuğun sünnet edilmesinin de büyük bir hata olduğunu söylüyor.

SÜNNET SONRASI OLUŞABİLECEK KOMPLİKASYONLAR

Tıbbi açıdan doğru yapılmayan sünnet bir çok ciddi sağlık sorununun ortaya çıkmasına neden oluyor. Uzmanlarca yapılmayan sünnetlerde yüzde 30-40 oranlarında hatalı uygulamalara rastlanıyor. Bu hataların bir kısmı tedavi edilme şansına sahip olup, diğer kısmı geri dönüşü olmayan problemlere yol açabiliyor.

SIK GÖRÜLEN TIBBİ HATALAR

Enfeksiyon: Steril şartlarda yapılmayan sünnette bulaşıcı hastalık kapma riski artıyor. Özellikle toplu yapılan sünnetlerde bu risk çok yüksek. Fazla ya da eksik kesme gibi durumlarda organik sorunların yanı sıra estetik olarak da müdahale edilmesi gerekebilir. Kanama: Sünnet sonrası ortaya çıkan kanamalarda acil müdahale edilmesi gerekiyor. Çünkü aşırı kan kaybı ölüme neden olabiliyor.

SÜNNETİN TIBBİ YARARLARI

İdrar yolu enfeksiyonu riski azalıyor. Sünnet olmamış çocuklarda idrar yolu iltihapları yaklaşık 10 kat fazladır. Sünnet olmamış erkeklerde hem cinsel yolla bulaşan hastalıklara hem de penis kanserine daha sık rastlanıyor. Sünnetsiz erkeklerle evli kadınlarda rahim boynu kanserleri daha sık gelişiyor. Yapılan araştırmalarda sünnetli erkekleri AIDS hastalığına yakalanma riski 6 kat azalıyor.

SÜNNETİN YAPILMASI GEREKEN ZORUNLU HALLER

- Doğuştan böbrek ve idrar yolları hastalıkları olan tüm çocuklar.

- Sünnet derisinin uç kısmı normal idrar akışını engelleyecek kadar dar olan çocuklar.

- Sık sık sünnet derisinde ve penisin baş kısmında iltihaplanma olan çocuklar.

Oğlunuzu Sünnetçiye Değil Çocuk Cerrahına Götürün

AİLE SAĞLIĞI

AİLE SAĞLIĞI

Erkeklerde testisler, gelişmeyi sağlayan hormonları sağladığı gibi sperm de üretirler. Ergenlikle birlikte artan hormon salınımı ve sperm üretimi yaşam boyunca sürer. Testislerin görevlerini tamamıyla yerine getirilmesi ve canlı kalabilmesi için vücut ısısının 35.5 derecede bulunması gerekir. Bunun için ideal yer vücut dışında torbalarda yerleşmeleridir. Normal şartlarda vücut ısısı 36.5-37.5 derece arasındadır ve bu derece sıcaklıkta, testisler fonksiyonlarını yitirmeye ve bozulmaya başlarlar.

 

MİGRASYON BAZI ÇOCUKLARDA DOĞUMDAN SONRA DA DEVAM EDEBİLİR

İnmemiş testis, yeni doğmuş erkek bebekte, testislerinin torbalarda bulunmaması denir. Bu bebeklerin çoğunda tek tarafta inmemiş testis gözlenir, ancak bazı bebeklerde her iki testis torbası da boş olabilir. Bebek, anne karnında iken, iki testis de torbada değil, karın zarı arkasında, böbreklere yakın bir yerleşimdedir. Hamileliğin 7. ayından sonra bebeğin gelişmesiyle beraber, testisler karın boşluğundan torbaya doğru inmeye başlar. Doğuma yaklaşıldığı zamanda torbaya doğru ilerleyen testisler, kasık kanalına geçer ve torbaya yerleşir. Bu migrasyon (geçiş) bazı çocuklarda doğumdan sonra da devam edebilir.  Çok az sayıda bebeğin doğumdan sonraki 6 ay içinde testisinin yerleştiğini gözlemleriz. İnmemiş testis saptanan bebeğin testislerinin genellikle ya kasık kanalı civarında ya da karın boşluğunda karın zarı arkasında olduğu da bilinmelidir. Bu konuda yapılan araştırmalar bize gösteriyor ki inmemiş testis, erkek çocuklardaki cinsel organlara ait en sık yaşanan anormalidir. Her yüz bebekten dördünde görülür. Bu hastalığın doğum tarihi ile de ilgisi vardır. Zamanında doğmuş bebekler, erken doğanlara göre daha şanslıdır. Çünkü erken doğan bebeklerde bu hastalığın, normal zamanında doğanlara göre 4 kat daha fazla görüldüğü tespit edilmiştir. Bunun sebebi, testisler hamileliğin 8. ayında torbalara indiğinden erken doğumla bu sürecin kesintiye uğramış olmasıdır. İnmemiş testisin nedenleri konusunda henüz net bir cevap yok. Hormonal etkiler, genetik bozukluk, testisin kendisinden kaynaklanan iç bozukluklar gibi nedenler ileri sürülüyor. Kesin bir sonuca ulaşılmış değil. İnmemiş testisten farklı olarak, tıbbi adıyla retraktil testis (halk arasında korkak ya da utangaç testis) olarak adlandırılır. Bunlarda testislerin bazen torbalarda olduğunu gözleriz. Torbalarda olmadığı zamanlarda ise, kasıklara doğru kaçar ve kaybolurlar. Bu durum özellikle soğuğa maruz kaldığı zamanlarda ya da çocuğun testislerin ellenmesi sırasında utandığı için belirgin olarak fark edilir. Tam tersi durumda ise, örneğin, sıcak ortamda, çocuğun ateşinin çıktığı zamanlarda ya da çocuk uyurken testis tekrar torbaya yerleşir. İkinci farklı şey bazen de karın içinden torbaya doğru ilerleyen testis, kendi etrafında döner ve bu dönme sırasında, testisi besleyen damarlar tıkanır, bir süre sonra testis çürümeye başlar ve tamamen kaybolur. Bu bebekler testisi olmadan doğarlar.

 

ZAMANINDA TEŞHİS VE TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİDİR

İnmemiş testis, elle yapılan muayeneyle anlaşılır. Bu yöntemle teşhis konulamazsa ultrasonografi ile testisin nerede olduğu anlaşılmaya çalışılır. Şayet bu yöntemle de sonuç alınamazsa, eskiden explerasyoni şimdilerde daha sık uygulanmaya başlayan laparoskopi ile karın duvarına küçük bir delik açılır. Bu delikten ince ve ışıklı bir mercek sokularak bebeğin karnının içi incelenir. İnceleme sırasında testisin yeri saptanır ve bazen de bu işlem sırasında testis torbaya inebilir. Ancak testisin yok olduğu söz konusu ise o zaman çürüyen testis kalıntısı bulunur ve çıkarılır.

 

TEK TEDAVİ AMELİYAT

İnmemiş testiste erken tedavi edilmesi, taşıdığı riskler göz önüne alınırsa çok önemlidir. Daha önce anlatılığı gibi, bazı çocuklarda testisin inmesi 6’ıncı aya kadar sürebilir, bunun için ameliyat etme zamanı 6 aile bir yaş içinde olmalıdır. Tedavi en geç 2 yaşında bitirilmelidir. Herhangi bir nedenle 2 yaşa kadar teşhis edilmemiş çocuklarda, tespit edildiği zaman ameliyat edilmesi gerekir. 2 yaşından sonra çocuklarda geri dönüşü olmayan olumsuz durumlar söz konusu olabilir. Özellikle erişkin yaşta sperm yapımında zayıflama ortaya çıkabilir. Başka bir risk ise, bu testislerde erişkin döneminde testis tümörünün gelişme oranı diğer erkeklere göre 5 kat fazla olmasıdır. İnmemiş testis bazen kasık fıtığı ile birlikte bulunur. Bu durumda 6’ıncı ay beklemeden operasyon ertelemeden müdahalede edilmeli… İnmemiş testiste rastlanan bebeklerin tedavisi için kesin yöntem ameliyattır. Bazı merkezlerde inmemiş testis tedavisinde hormonal tedavi denenmektedir, ancak bu tedavinin sonuçlarının yetersizliği ve hormonların verdiği yan etkilerden ötürü, kesin tedavi için ameliyat şarttır. Uzman bir hekim tarafından yapılan bir ameliyatın riski yoktur. Ameliyat ortalama bir saat sürer ve çocuk 3 saat sonra hastaneden taburcu edilir. Ameliyat sonrası için verilen ağrı kesici ve antibiyotiklerle tedavi tamamlanır. Hasta iki gün sonra normal hayatına döner ve 7. gün yıkanabilir. Ailelerin genellikle çocuğun küçük olduğunu düşünerek ameliyatla ilgili tedirginliklerini dile getirirler. Ancak bilindiği gibi, yeni cerrahi ve anestezi teknikleri ile olabilecek bütün olumsuzluklar bertaraf edilmektedir. Ayrıca çocuklarda metabolizma gelişim hızı yüksek olduğundan yara iyileşmesi erişkine göre çok daha hızlıdır. Ameliyat sonrası torbalarda hafif şişlik ve morluk olması normaldir. Bu durum 2-3 hafta içinde kendiliğinden geçer.

 

AMELİYAT OLMAZSA GELİŞEN RİSKLER

1- Kısırlık nedeni olabilir. Testisin erken torbaya indirilmesi kısırlık riskini düşürür.

2- İnmemiş testis sorunu olanların ileriki yaşlarda, testislerde kanser gelişme riski diğerlerine göre 15 kat fazladır.

3- İnmemiş testis sorununa yüzde 65 oranında kasık fıtığı eşlik eder.

4- İleri yaşlarda estetik ve önemli psikolojik problemlere yol açabilir.

AİLE SAĞLIĞI

Erkeklerde Kısırlık ve Kanser Riskine Dikkat!

100 yeni doğan erkek bebekten 4’ünde “inmemiş testis” sorunu görülüyor. Uzmanlar sorunun tedavi edilmezse gelecekte erkekte kısırlık ve kanser görülebileceği tehlikesine karşı uyarıyor.


 İNMEMİŞ TESTİS KISIRLIĞA DAVETİYE


Türkiyede her çiftten birinin kısır olduğunu belirten İmani, erkek kısırlığında sorunun önceden önelenebileceğini belirtiyor. Çünkü “inmemiş testisler” erkek çocukta gelecekte kısırlık gelişmesine neden oluyor.


Çocuklarda en yaygın rastlanan bozukluklardan biri olan “inmemiş testis” sorunu, 100 yeni doğan erkek bebekten 4’ünde görülüyor. 

 

İnmemiş testis yeni doğmuş bebekte, sperm üreten testislerin torbalarda bulunmamasına verilen ad olarak tanımlanıyor. Tedavi edilmediğinde kısırlık ve kansere kadar varan ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Erkeklerde sperm üreten testislerdeki bu sorunun tedavi edilmemesi durumunda kısırlık gelişebileceğini belirten Çocuk Cerrahisi Uzmanı Operatör Doktor Emir İmani , “ Bebek anne karnında iken iki testis de torbada değil, karnın zarı arasında böbreklere yakın bir yerdedir. Bu sorun erkek çocuklarda en sık rastlanan sorunlardan biridir. Erken doğan bebeklerde sorun normal bebeklere göre 4 kat daha fazla görülüyor.” dedi.

  

5 KAT FAZLA KANSER RİSKİ


Elle muayene ve ultrasonografi inmemiş testislerin teşhis edildiğini belirten İmani, “ Şayet bu yöntem ile sonuç alınamazsa, eskiden explerasyon şimdilerde laporoskopi ile karın duvarına küçük bir duvar açılır. Ameliyat zamanı 6 ay ile 1 yaş arasındadır. İnmemiş testisler zamanında tedavi edilmezse geri dönüşü olmayan olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir. Erişkin yaşta sperm yapımında zayıflama görülüyor. Kısırlık gelişir. Bu testisde erişkin döneminde testis tümörünün gelişme oranı diğer erkeklere göre 5 kat daha fazla. İnmemiş testis bazen kasık fıtığı ile sonuçlanabiliyor. Tedavide tek çözüm yolu ise ameliyat” diye konuştu.


İnmemiş testislerin amileyat olmazsa kısırlık geliştiğini sorunun erkeklerde psikolojik travmalara kadar giden sonuçlar doğurduğunu belirten İmani, “İnmemiş testis sorunu olanlarda tedavi edilmezse kanser gelişme riski diğer erkeklere göre fazladır. İnmemiş testislere yüzde 65 kasık fıtığı eşlik ediyor. Hatta ileri yaşlarda estetik ve psikolojik sorunlara neden oluyor. Küçük çocuklarda inmemiş yumurtanın ameliyat edilmesi, varikosel olan hastalarda erken devrede ameliyat kısırlığın giderilmesinde yüz güldürücü sonuçlar almasına neden oluyor.” dedi.


SPERM AYIKLAYAN CİHAZ GELİŞTİRİLDİ


Avustralyalı bilim adamları, kısır erkeklerin baba olmasını sağlamak için “sperm ayıklayan cihaz” geliştirdiler. Cihaz, DNA’sı bozuk spermeleri filtreden geçirerek, iyi durumdakilerden ayırıyor. Bunun özellikler yaşlı, çok sigara içen ya da işyerinde kirliliğe maruz kalan erkekler için yararlı olduğu belirtiliyor. Cihaz, negtif yüklü zarların DNA tahribatına sahip olduğu ilkesine dayanıyor.


Kalp Krizi Teşhisine Yeni Yöntem Bulundu


Bilim adamları kalp krizi riskini önlemek için yalnız kötü kolestrolü düşürmenin mümkün olmadığını aynı zamanda CRP seviyesinin de düşürülmesi gerektiğini kaydediyor. Kalp krizi riskini kolestrolden daha iyi gösteren yeni bir yöntem vücudun damar sertliğiyle mücadele için ürettiği enflamasyonu gösteren CRP’yi esas alıyor. Damarda plak birikiminin ilerlemesini durduran statin tedavisi, yangının göstergesi olan CRP’yi (C-reaktif protein) de düşürüyor. Kalbe giden damarlardaki plakların çevresinde tıbbi adı “ enflamasyon” olan bir çeşit mikropsu iltihap, yani yangı olduğunu belirten bilim adamları, CRP değeri 2’nin altında çıkıyorsa, bazen kolestrol düzeyi ideal oranlarda olmasa bile, damar sertliği riskinin çok az olduğunu belirtiyor. ABD’li bilim adamları kalp krizi riskine karşın CRP düzeyinin de ölçülmesi gerektiğini kaydediyor.


Beyin Hastalıkları Önceden Biliniyor


Beyinde anormallikler ve gerçek dünyadan kopuşla kendini gösteren şizofreni hastalığına ait belirtilerin önceden tahmin edilebileceği belirtildi. İngiltere’de Edinburg Üniversitesi bilim adamları tarafından yapılan araştırmada erken yaşlarda içe kapanma, sosyal geri çekilme ve gerçek dünyadan kopuşun beraberinde şizofreniyi getirdiği belirtildi. Yaşları 16-24 arasında değişen 163 kişinin incelendiği çalışmada, hastalığa yatkın kişilerin daha kaygılı, daha içe kapanık oldukları görüldü. Yaşam kalitesinde bir düşüş ile kendini gösteren hastalıkta hastaların yaşam süresi genellikle kısa oluyor. Ancak şizofreniye yatkın olan kişilerde görülen bu sinyaller hastalığın teşhisini kolaylaştırıyor. Bilim adamları hastaların hafıza ile ilgili sorunlar yaşadıklarını ve beyindeki temporal lobların uzun yıllar yavaş bir şekilde geliştiğini belirtiyor. Hastalarda belirtilerin erken teşhis edilmesi hastalığın erken teşhisi ve tedavi yöntemlerinin belirlenmesini sağlıyor.

Erkeklerde Kısırlık ve Kanser Riskine Dikkat!

Çocuklara Aşamalı Check-up

Bebek ve çocuklar, en az beş yaşına kadar düzenli olarak çocuk doktoruna kontrole götürülmelidir. Çocuklardaki yeni vücudu incelemek için tam check-up’a da gerek yoktur. Bir rahatsızlık varsa rutin muayenelerde o kendini belli eder.


Çocuk Cerrahisi Uzanımı Op. Dr. Emir İmani,, çocuklarda ve bebeklerde check-up ile erken teşhisin önemini ve bazı yaygın çocuk rahatsızlıklarının tedavi yöntemini anlattı.



ÇOCUKLARDA ERKEN TANI


-    Çocuklarda ve bebeklerde check-up yapılmalı mıdır? Gerekli mi?


Çocukluk çağında önlenebilir erişkin hastalıkları arasında saydığımız hipertansiyon, obezite, kalp ve damar hastalıkları, diyabete uygun beslenme ve spor yapma alışkanlığı kazandırılması ile önlenebilir veya azaltılabilir. Bunun için de büyümenin çok yakından izlenmesi, belirli aralıklarla standart büyüme eğrilerinde değerlendirilmesi ve normalden sapmaların erken tanınıp, çocukta kalıcı etkiler yapmadan önlenmesi gerekiyor. Kronik böbrek hastalıkları ve böbrek yetmezlikleri, çocukluk çağı üriner enfeksiyonların erken tanı ve tedavisi ile büyü ölçüde azaltılabilir.


RUTİN KONTROLLERE DEVAM


-    Bir yaşından sonra çocuk hastalanmadıkça kontrole götürmek gereksiz mi?


Genelde aileler birinci yaşına kadar çocuklarını düzenli kontrole getirseler de, daha sonraki takip ve aşılarında büyük aksamalar olur. Hatta çoğu kimse ergenlik çağında da aşıların gerekliliğini bilmemektedir.


En az beş yaşına kadar rutin olarak çocuk doktoruna kontrole götürülmelidir. 1 ile 6 ay arası ayda bir kontrol yapılmalı. 6 aylık ile 1 yaş arası iki ayda bir kontrol yaptırılmalı. 10-12 yaşına kadar da çocuk sağlıklı bile olsa her 6 ayda bir kontrole götürülmesi yararlıdır. Bu kontrollerde en azından idrar ve kan testleri ile genel sağlık taraması yapılabilir. Vücut kitle endeksi, periyodik sürelerdeki muayenelerde kontrol edilmelidir.


MUAYENEDE BELLİ OLUYOR


-    Aileler çocuklarının sağlığından emin olmak için ne yapmalılar?


Çocuğun sağlıklı olup olmadığını anlamak için herhangi bir rahatsızlığı görülmeden geniş çaplı check-up’a gerek yoktur. Ultrasonografi ve tahliller, bebek ve çocuk muayenesinde önemlidir. Çocuklardaki yeni vücudu incelemek için tam check-up’a gerek yoktur. Bir şey varsa zaten o rahatsızlık kendini belli eder. Sofra yolları, karaciğer kisti, dalak kitleleri ve benzer rahatsızlıklar ultrasonografi ile saptanabilir.


-    Tomografi ve MR’ın çocuklar üzerinde zararlı etkileri var mı?


Tabi gerekirse bu yöntemler kullanılıyor. Tomografi de bir çeşit röntgendir ve doğal olarak bebek ya da çocuk biraz radyasyona maruz kalır. O yüzden gerekli görülmedikçe zaten kullanılmaz. MR’da radyasyon korkusu olmamalı. Vücuda herhangi bir yan etkisi yoktur.


UYGULANACAK AŞILAR VE ZAMANLARI:


-    Hepatit B (1): Doğumdan sonraki haftada.

-    Hepatit B (2): Bir aylıkken.

-    [DBT+Polio+HIB] (1): 2 aylıkken.

-    BCG (1): 3 aylıkken

-    [DBT+Polio+HIB] (2): 4 aylıkken.

-    [DBT+Polio+HIB] (3) + Hepatit B (3): 6 aylıkken.

-    Grip aşısı (rutin değildir): 6 aylıktan itibaren.

-    Kızamık: 9 aylıkken.

-    MMR (1): 15 aylıkken.

-    [DBT+Polio+HIB] (4): 18 aylıkken.

-    Suçiçeği (tek doz): 15 ayan sonraki bir zamanda.

-    Hepatit A aşısı (1) + (2) (birer yıl arayla): 2 yaşından sonra.

-    MMR (1) + [DBT+Polio+HIB] (5): 4-5 yaş arası.

-    DBT+Palio+BCG (2) – PPD kontrolü: 6-7 yaşında.

-    DBT+Palio ve difterinin ‘ufak’ dozu uygulanır: 11 yaşında.

-    Tettanoz: 15-16 yaşında.

-    Çeşitli aşıların belirli aralıklarla rapelleri: Erişkinlik dönemi.

 


ÖNEMLİ NOTLAR:


-    6-7 yaş üzeri difteri, tetanoz ve BCG aşıları okullarda yapılmaktadır.

-    6 yaşın üzerinde boğmaca aşısı kesinlikle yapılmamalıdır.

Çocuklara Aşamalı Check-up